bir bakıma korku, tanrı’nın kızıdır. hayırlı cuma gecesi kurtarılan. güzel değildir; aşağılanır, lanetlenir ve herkes onu reddeder. ama yanlış anlaşılmasın. korku tüm fanilerin ızdırabına dadılık eder. insanlık için aracıdır. nitekim bir “kural” vardır, bir de “istisna”. “kültür” kuraldır ve “sanat” istisna. herkes kuralı konuşur: sigara, bilgisayar, tişört, tv, turizm, savaş. kimse istisnayı konuşmaz. o konuşulmaz, yazılır: flaubert, dostoyevski. bestelenir: gershwin, mozart. resmedilir: cézanne, vermeer. filme çekilir: antonioni, vigo ya da yaşanır ve yaşama sanatı haline gelir: srebrenica, mostar, saraybosna. “kural” istisnanın ölümünü istemektir. böylece kültürel avrupa’nın kuralı, hala serpilen yaşama sanatının ölümünü örgütlemektir.
yolun sonuna gelindiğinde hiç pişmanlık duymayacağım. bir çok insanın çok kötü yaşadığını, bir çoğunun da çok iyi öldüğünü gördüm.
Etiket: godard
je vous salue sarajevo / jean luc godard

Sinema Kuramına Neden Gerek Var?

Sinema üstüne teorik kitapların faydasına kuşkuyla bakılması sıklıkla tekrarlanıyor (özellikle durumun hiç de iyi olmadığı günümüzde). Godard Yeni Dalga’nın gelecekteki sinemacıların, yazdıkları zaman aslında sinema üstüne yazmadıklarını, sinema teorisi filan yapmadıklarını, yazmanın daha o zamandan onların film yapma tarzı olduğunu hatırlatmaktan hoşlanır. Ne olursa olsun, bu hatırlatma teori denen şeyin ne olduğu konusunda pek yüksek bir anlayış sunmuyor. Çünkü teori de, yapılan, imal edilen bir şeydir, en az nesnesi kadar. Çoğu insan için felsefe yapılmayan, imal edilmeyen, önceden imal edilmiş bir gökyüzünde hazırda bulunan bir şeydir. Oysa, felsefi teori bizzat bir pratiktir, en az nesnesi kadar. Nesnesinden daha soyut değildir. O bir kavramlar pratiğidir ve girişime geçtiği başka pratikler açısından yargılanması gerekir. Bir sinema teorisi sinema “üzerine” değildir, sinemanın uyandırdığı kavramlar üstünedir ve bu kavramların bizzat kendileri başka başka pratiklere tekabül eden başka kavramlarla ilişki içindedirler; genel olarak kavramlar pratiğinin, nasıl bir nesnenin öteki nesneler karşısında hiçbir üstünlüğü yoksa, ötekiler karşısında hiçbir ayrıcalığı yoktur. Şeylerin, varlıkların, imgelerin, kavramları, binbir olay türünün yapılması hep çok sayıda pratiğin devreye girerek etkileşmesiyle olur. Sinema kuramı sinema üstüne değildir, sinemanın kendisinden daha az pratik, efektif olmayan sinema kavramları üstünedir. Sinemanın büyük yönetmenleri büyük ressamlar, büyük müzisyenler gibidirler: yaptıklarına dair en iyi konuşacak olanlar da onlardır. Ama konuşurken, başka bir şey olurlar, filozoflara ya da kuramcılara dönüşürler; teori falan istemeyen Hawks bile, kuramları aşağılamaya kalkıştığında Godard bile. Sinemanın kavramları sinemanın içinde verilmiş değildirler. Ama yine de bunlar sinema kavramlarıdırlar, sinema üstüne kuramlar değildirler. Artık “sinema nedir?” diye değil, “felsefe nedir?” diye sorulması gereken hep bir saat, öğle-geceyarısı bir an olduğu gibi. Sinemanın kendisi yeni bir imgeler ve göstergeler pratiğidir; felsefenin kavramsal bir pratiği olarak bu pratiğin teorisini yapması gerekir. Çünkü ister uygulamalı (psikanaliz, dil bilim), ister usavurmalı, hiçbir teknik belirlenim sinemanın kendisinin kavramlarını oluşturmaya yeterli değildir.
Gilles Deleuze – Çeviri: Ulus Baker
Cinema II: L’image-temps, s.365-6 – Tesmeralsekdiz 01 s.109
ne yapmalı?

jean-luc godard
- Politik filmler yapmalıyız.
- Politik yöntemle filmler yapmalıyız.
- 1 ve 2 birbirleriyle zıt ve iki karşıt dünya görüşüne aittir.
- 1 idealist ve metafizik dünya görüşüne aittir.
- 2 Marksist ve diyalektik dünya görüşüne aittir.
- Marksizm idealizme, diyalektik de metafizik dünya görüşüne karşı mücadele eder.
- Bu mücadele eski ve yeninin, yeni düşüncelerle eski düşüncelerin mücadelesidir.
- İnsanların bilinçlerini sosyal varlıkları belirler.
- Eski ile yeninin mücadelesi bir sınıf mücadelesidir.
- 1’i icra etmek, burjuva sınıfının mensubu olmak, burjuvazinin safında kalmak demektir.
- 2’yi icra etmek, işçi sınıfının yanında yer almak demektir.
- 1’i icra etmek, durum tespiti yapmaktır
- 2’yi icra etmek, somut bir durumun somut bir çözümlemesini yapmaktır.
- 1’i icra etmek, BRITISH SOUNDS’u yapmaktır.
- 2’yi icra etmek, BRITISH SOUNDS’u İngiliz televizyonunda gösterilmesi için mücadele etmektir.
- 1’i icra etmek, nesnel gerçeğin yasalarını dünyayı açıklamak için anlamaya çalışmaktır.
- 2’yi icra etmek, nesnel gerçeğin yasalarını dünyayı etkin bir biçimde değiştirmek için anlamaya çalışmaktır.
- 1’i icra etmek, dünyanın sefaletini tarif etmektir.
- 2’yi icra etmek, mücadele eden halkı göstermektir.
- 2’yi icra etmek; 1’i eleştiri ve özeleştiri silahlarıyla ortadan kaldırmaktır.
- 1’yi icra etmek, gerçek adına olayların eksiksiz bir görüntüsünü vermektir.
- 2’yi icra etmek gerçekliğin göreceliği adına dünyanın kesin çizgilerini çizmemektir.
- 1’yi icra etmek, gerçeğin gerçek olduğunu söylemektir. (Bertolt Brecht).
- 2’yi icra etmek, gerçeğin gerçekte nasıl olduğunu söylemektir. (Bertolt Brecht).
- 2’yi icra etmek, bir filmi çekmeden önce, çekim sırasında ve çekimden sonra kurgulamaktır. (Dziga Vertov).
- 1’yi icra etmek, filmin dağıtımını filmi üretmeden önce yapmak demektir.
- 2’yi icra etmek, önce filmi üretimek, sonra dağıtımını yapmak demektir. Aşağıdaki ilkeye göre film yürütmeyi öğrenmek demektir: Dağıtımı belirleyen üretimdir, ekonomiyi belirleyen politikadır.
- 1’yi icra etmek “öğrenciler-işçiler: birleşin” sloganını yazılayan öğrencileri, anında filme çekmektir.
- 2’yi icra etmek, birliğin karşıtların çatışmasından (Lenin) ve birin ikiden oluştuğunu bilmektir.
- 2’yi icra etmek, sınıf çelişkilerini imajlar ve sesler yoluyla araştırmaktır.
- 2’yi icra etmek, üretim güçleriyle üretim ilişkileri arasındaki çelişkileri araştırmaktır.
- 2’yi icra etmek, kimin nerede olduğunu ve nereden geldiğini öğrenmek cesaretini göstermek, herkesin üretim sürecindeki yerini değiştirmek amacıyla öğrenmek demektir.
- 2’yi icra etmek, devrimci mücadelelerin tarihini bilmek ve bunlara biçimlenmektir.
- 2’yi icra etmek, devrimci mücadelelerin ve tarihlerinin bilimsel bilgisini üretmektir.
- 2’yi icra etmek, film yapmanın ikincil bir meşgale, devrim için küçük bir tazyik olduğunu bilmektir.
- 2’yi icra etmek, görüntüleri ve sesleri ısırmak için dişler ve dudaklar gibi kullanmaktır.
- 1’i icra etmek, yalnız gözlerini ve kulaklarını açık tutmaktır.
- 2’yi icra etmek, yoldaş Kiang Tsing’in bildirilerini okumaktır.
- 2’yi icra etmek, militan olmaktır.
Çeviren: Ege Berensel