her darbesinde çoğalan cızırtı
bir radyo frekansı
değil
yağmur damlaları
çoğalan ve tekrar çoğalan
vakitsizce değiştirilmiş bir istasyon
ya ağırlığından düşmek isterse damla
gürültüler tanrıdan tanrıya
damlalar yapraktan yaprağa
ağır ağır düşerken
şimdi vaktidir yeni bir cızırtının
acısız değil elbet biraz sıcaklık verir
rögar kapağından buluşalım
ki çamurlara yapışalım
sığınalım her kaçışın kaçabildiği deliklere
elbette çağırır bizi gürültü
biraz hüzünlü
biraz düşündü
çevir sağa ve sola
çelik radyodan kırmızı parıltıdan
vuran ışık
ne denli yumuşak karıncalara eş
androidlere salıncak
biraz sonra sağanak, biraz solda toprak
paslı radyoda
paslı radyoda
pas
Bir cevap yazın